Meme kanseri tedavinin bitimini takip eden yıllarda tekrar edebilir. Bu meme kanseri ile tanışan bir kişinin en korkulu rüyasıdır.

Meme kanseri, kadınlarda gebelik ve loğusalık evresinde en sık görülen kanser türünü oluşturur. Gebelik sırasında memeler süt vermek için büyümüş ve dolgunlaşmıştır.

Daha nadir olmakla birlikte erkeklerde de meme kanseri görülür. Hastalık her iki cinste de bir çok yönden benzerlik gösterir.

Meme kanserinin tedavisinde uygulanan ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi kadında bazı fiziksel kayıplara neden olur.

Işın tedavisi, radyoterapi, x ışını tedavisi gibi kavramların hepsi aynı anlamı taşır. Radyasyon ışınları, çoğalmakta olan hücrelerin DNA yapılarını bozarak ölümüne neden olur.

Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz. Risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez;

Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz.

Memede kanser saptandığı zaman tedavi planlanmadan önce yapılacak ilk iş, bazı tetkiklerle kanserin vücudun başka bir yerine sıçrayıp sıçramadığının araştırılmasıdır.

Tanı için öncelikle hastanın öyküsü önemlidir. Ağrının zamanlaması, yeri, bir memede mi yoksa her iki memede mi oluşu, şiddeti, meme başı akıntısı, sertlik, kitle gibi bir ek bir bulgu olup olmaması önemlidir.

Kadınların %70'inde hayatlarının belli bir döneminde hissedilen meme ağrısı mastalji veya mastodini olarak adlandırılır.