Meme kanseri tedavinin bitimini takip eden yıllarda tekrar edebilir. Bu meme kanseri ile tanışan bir kişinin en korkulu rüyasıdır. Her ne kadar her şeyin sonu gibi sanılırsa da aslında öyle değildir. Günümüzde metastaz tedavisinde birçok yeni ilaç başarı ile kullanılmaktadır.
Günümüzde meme kanseri ile tanışan hastaların takibinde yoğun bir metastaz araştırılması önerilmez. Çünkü takip altında bulunan hastalarda her kontrol zamanı birçok testin yapılması hem ekonomik açıdan hem de psikolojik açıdan hastalar için büyük sorun oluşturur. Meme kanserinin erken teşhisi ile metastazın erken teşhisi aynı şey değildir. Bu nedenle yoğun bir metastaz araştırılması yerine hastanın yakınmalarına göre testlerin yapılması önerilir.
İlk tedaviye başlarken akciğer filmi çekilir, kemik ve karaciğer araştırması yapılır. Kan testleri yapılır. Amaç meme kanserinin vücudun başka bir yerine atlayıp atlamadığının tespit edilmesidir. Genel olarak bu testler 5 mm üzerinde olan büyümeleri saptayabilir. Daha küçük kitlelerin saptanması mümkün olmamaktadır. Meme kanseri daha ilk başladığı zaman kanser hücreleri vücudun farklı organlarına gitmiş olabilir.
Bu hücrelerin akibeti 3 şekilde olabilir.
· Bu hücreler vücudun savunma elemanları tarafından yok edilebilir.
· Bu hücreler burada çoğalmaya başlayabilir ve aradan bir kaç yıl geçtikten sonra metastaz olarak tespit edilebilir.
· Bu hücreler yıllarca sessiz kalıp yeniden üremeye başlayabilirler ve geç metastaz şeklinde ortaya çıkabilir.
Meme kanseri teşhisi konan kadınların % 20-30’unda metastaz ortaya çıkar. İlk teşhis konduğunda koltuk altı lenf bezlerinde kanser saptanan veya tümörün boyutu büyük olan grupta metastaz olasılığı daha fazladır.
Yorum yapın